8.Sınıf MEB Türkçe Kitabı Doğa ve Evren Teması Yılkı Atı Metni Cevapları
8.Sınıf MEB Türkçe Kitabı Doğa ve Evren Teması Yılkı Atı Metni Cevapları. 8. Sınıf Türkçe MEB Ders Kitabı Cevapları sayfa 216 220 221 222 223 224 225
8.Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Temaları
- TEMA ERDEMLER
- TEMA MİLLÎ MÜCADELE VE ATATÜRK
- TEMA BİLİM ve TEKNOLOJİ
- TEMA BİREY VE TOPLUM
- TEMA ZAMAN VE MEKÂN
- TEMA MİLLÎ KÜLTÜRÜMÜZ
- TEMA DOĞA ve EVREN
- TEMA VATANDAŞLIK
YILKI ATI METNİ
Bir Orta Anadolu köyünde İbrahim, ahırdaki samanının öküzlere, taya ve kır ata yetmeyeceği düşüncesiyle Dorukısrak’ı “yılkılık1” eder. Emektar hayvanı ahırdan, köyünden sürer. Kısrak, kışın dağda başının çaresine bakacak ve çıplak doğayla savaşacaktır. Sert kışta kaderine terk edilen
kısrak, köyün kendisi gibi kovulmuş diğer atlarıyla dağlarda ölüm kalım savaşına girer. Kış geçer, yaz gelir. İbrahim, Dorukısrak’ın ölmemiş olduğunu, kırlarda başıboş dolaştığını öğrenir, onu tekrar yakalayıp işe koşmak istese de Dorukısrak köyde kalmış tayını da alır, uzaklara kaçar. Yaşlı ana ile yavrusunu bulamazlar bir daha.
Kar ovaya doğru homurdana homurdana iniyordu. Yılkılıklar dağınık düzenden toplu düzene geçtiler. Kulakları bir süre dimdik kaldı. Yukarı kalkık başları, birbirine sürtündü. Yeleleri rüzgâr rüzgâr uçuştu. Kar inmişti ovaya… Yel, ıslık çalmaya başlamıştı.
Aygır kişnedi. Ön sağ ayağını sertleşmiş toprağa hırslı hırslı vurdu. Sonra tepelere doğru hızlı adımlarla yürüdü. Atlar peşine takıldı. Bir tepenin kuytusuna geldiler. Yel yine de kuytuya dalıyor, tepeden sürüklediği karları atların üzerinde tozutuyordu.
Her yöne çileli bir akşam indi. Fırtınanın azgınlığı arttıkça arttı. Yer gök bir olmuştu. Gökyüzü zulüm kusuyordu. Çok geçmeden yel ıslığını ulumaya çevirdi.
At çoğunluğunda şaşkınlık arttı. Aygır kişnedikçe yelelerini oynatıyorlar, kulaklarını dikiyorlardı.
En sonunda kurtların ulumaları da duyuldu. Gecenin şüpheleri artıyordu. Bu gece tekin bir gece değildi. Aygır da atlar da bunu sezinlemişlerdi. Yerlerinde duramıyorlardı. Kurt ulumaları arttı. Sesler yaklaşıyordu. Bu, bir meydan savaşının ilk belirtileri idi. Aygır, bir savağı sezinliyordu. Kurtlarsa henüz atlardan habersiz idi.
Tepelerden aşağılara iniyorlardı. Macera arıyorlardı. Önlerine at çıkmış, it çıkmış bu önemli değildi. Kudurgan bir hâlleri vardı.
Kar, fırtına vız geliyordu hepsine… Beş sekizi bir arada idiler.
Aygır süreli, güçlü bir kişneme bıraktı. Sonra tepenin düzlüğüne doğru yürüdü. Vadinin elverişsiz arazisinde savaşa tutuşmak istemiyordu. İniş yokuş hareket kabiliyetlerini kısar, dengeyi kurtların lehine çevirirdi.
Atlar Aygır’ın peşine düştü. Düzlük kızılca kıyametti. Tipiye bütünüyle açıktı. Kar zerrecikleri alabora oluyor, bir inip bir kalkıyor, göz açtırmaz ediyordu.
Üst tepelerdeki kurtlar, alt tepe düzlüğüne çıkan atları kar beyazlığının alaca aydınlığında gördüler. Burunlarını kaldırdılar. Havayı kokladılar. Sonra çeşitli tonda bir uluma tutturdular, dillerini yaladılar.
Kurt ulumalarına, güçlü yılkılıklar karşılık verdi. Aygır, hemen zayıfların dört bir yönünü dolandı. Onları topladı. İki cengâveri ile biraz ileride saf düzeninde durdu.
Üst tepelerde bir süre hareketsiz duran kurtlar, görünmez bir güçten komut almışlar gibi birdenbire fırladılar. Uçar gibiydiler. Bir üçgenin iki köşesinden bir noktaya ulaşmak ister hâlleri vardı. Hiç sesleri çıkmıyordu. Yalnız hızları artıyordu. Yine hedeflerini seçmişe benziyorlardı. Ortadakiler saf düzeninde duran üç atı seçti. Diğerleri ise geride halkalaşan atlara yöneldi.
Aygır ve iki at da hedeflerini seçmiş gibi üzerlerine gelen kurtlara doğru hızla atıldılar.
Kıyasıya, kıran kırana bir cenk başlamıştı. Saldırgan, hırslı güçler, kendini korumak kaygısının verdiği tedbir, saldırgana karşı duyulan öfke, nefret. Bütün bunlar uluma, kişneme, koşma, çifte atma gibi hareketlerle beliriyordu.
Artık fırtına unutulmuştu.
Aygır ve cengâverlerine saldıran kurtlar, hedeflerinin demir lokma olduğunu anladılar. Amansız bir boğuşma oldu. Kurtların kudurganlıkları para etmedi. Boğuşa boğuşa geri çekiliyordu. Ama yiğitleri gerideki çoğu güçsüz yılkılıkları faydadan yoksun bırakıyordu.
Yüz metre ötesi ana baba günüydü. Fırtınanın ulumasını hiçte bırakan at kişnemeleri, kurtların ürüme uluma arası hırslı sesleri tepeyi titretiyordu. Sanki iki Orta Çağ ordusu birbirine girmişti.
(…)
Hırs, kurtların iliklerine işlemişti. Sanki hepsi kudurmuştu. Ölümü hiçe sayan, ne olursa olsun der bir hâlleri vardı.
Atlar çığlıklı kişnemeler bırakıyor, kurtların hırslı solukları ses ses dağılıyor, kar hızla alabora oluyor, durmadan tozuyor, yere iniyor, yeniden havalanıyordu.
Vuruşma başlayalı birkaç dakika olmuştu. Kurtlar, halkayı dağıtmaya çalışıyordu. Sonunda bu işi başardılar. Azgın kurtlardan biri çifte gücü tükenmiş bir yılkılığın budunu ısırmayı becerince at halkayı bozdu. Dön geri ederek vadiye doğru kaçmaya başladı. Bu hâl atların yenilgisinin başlangıcı oldu. Halkadaki atların her biri bir yöne dağıldılar. Halkadaki güçlü iki at beş kurttan ikisini oyaladıysa da boşta kalan üç kurt, üç zayıf yılkılığın peşine düştü.
Aygır uçarcasına gerideki atların yardımına koştu. Ama geç kalmıştı. Kurtlar halkayı dağıtmıştı.
Korkunç kişnemeler fırlatıyordu. Kar tozları arasında hızla koşarak kurtları, atları arıyordu.
Üç zayıf yılkılığın peşine düşen kurttan biri Çılkır’ın peşinde idi. Onu iyice terletmişe benziyordu.
Çılkır birdenbire dik inişe vurmadı. Tepeyi yandan ve hızla iniyordu. Can kaygusu dipdiri etmişti. Bu kadar hızlı, güçlü koştuğu hayatı boyu görülmüşlerden değildi. Ama peşindeki azgın, kendinden geçmiş bir acı hırs, bir acı güçtü.
Çılkır’ın arka ayaklarının fırlattığı kar tozları kurdu bir süre birkaç adım aralı gitmeye zorladı.
Savrulan tozlar kurdun gözlerine geliyor, yanaşmayı güçleştiriyordu. On yirmi adımlık kar tutmaz bir yer dengeyi birdenbire bozdu. Kurdun gözleri rahatlayınca hızını arttırdı. Çevik ve kurnaz bir saldırışla Çılkır’ın kuyruğunu yakaladı. At, ileri gücünü arttırdı. Kurt, geriye doğru direndi. Sonra birdenbire kuyruğu bıraktı. Kuyruğu bırakılan Çılkır, iniş aşağı kapaklanıverdi. Müthiş bir yıkılıştı bu.
Ayaklarını alelacele yana çekip doğrulmak isterken kurt kinli dişleriyle yapıştı.
Her şey altüst olmuştu artık.
Çığlıklı müthiş bir kişneme ile her yön doldu. Debeleniyordu. Ayakları havaya kalkıyor, yana dönüyordu.
Kurt dişlerini atın derisine iyice geçirmişti. Kudurgan bir ses çıkarttı ve bütün gücüyle deriyi karın boşluğuna doğru çekti. Deri yırtılmış, karın boşluğuna doğru bir söğüt kabuğu gibi kavlamıştı.
Kaşla göz arası bu kez de dişlerini Çılkır’ın nefes borusuna geçirdi. Soluğu ses ses çıkıyordu.
Atın debelenmesi sona erinceye, ayakları yana düşünceye dek boğazını sıktı. Kesik bir hırıltı duyuldu ve Çılkır’ın başı toprağa düştü.
Savaş bitmişti. Atın boğazından el çeken kurt kanlı dudaklarını yaladı. Dikleşti, boynunu uzattı, başını boşluğa kaldırdı. Uzun uzun uludu…
Tozuşan kar zerreciklerinden Çılkır’a dokunanlar, deri yüzeyinin son sıcaklığında eridi.
Gecenin büyük savaşı Çılkır’ın ölümüyle sona erdi. Diğer kurtlar, yılkılıkların ve aygırın gücü ve çabası karşısında fazla diretemediler. Her biri bir yandan dön geri ederek sıvışırcasına geldikleri yöne doğru uzaklaştılar.
Aygır hırslı kişnemelerle dörtnala tepenin düzlüğünü dolaştı. Yılkılıkları bir bir peşine taktı. Hepsini topladı. Sayar gibi baktı. Eksiklik seziyordu. Dorukısrak’ın yitişinde de böyle bir duygu onu köşe bucak bir hayli uğraştırmıştı. Tek başına bir daha dört bir yönü dolaştı. Çağrıcı kişnemeler attı. Hiçbir karşılık alamadı. Yeniden atların yanına geldi. Acı acı kişnedi. Vadiye doğru yürüdü. Atlar peşine takıldı.
Yine sırtlarından çileli bir gece geçti. Bir aşağı bir yukarı dolaşıp durdular.
Fırtına azgınlığını arttırdıkça arttırdı. Sabaha dek yel uludu, kar oradan oraya tozup durdu. Yel tutan yerlerde saatlerce oynaşan kar tozları ancak vadinin kuytularında rahata erişiyor, dereleri yığın yığın dolduruyordu.
İlk şafakta, ilk aydınlıkta Aygır, yılkılıkları ovaya çekti. Topluluk, karın kısmen az olduğu yamaçtan aşağı kayıyordu. Aygır önde idi. Birden duruverdi. Yanına yaklaşan atlar da duruverdi. Biraz ötelerindeki leşi gördüler. Çılkır’ın leşiydi bu… Rahatça korkusuzca uyuyor gibiydi. Ayaz, bacaklarını, boynunu germişti. Karda benek benek kan izleri görünüyordu. Aygır acı, ağlamaklı bir kişneme bıraktı. Ön sağ ayağı ile hırsla eşindi. Sonra durgunlaştı, başı önüne düştü. Ağlıyordu. Diğer atlar şaşkınlıkları geçince pörsüyüverdiler. Hepsi birden saygı duruşuna geçmişlerdi sanki…
Şımarık yel ve acı soğuk Demirkır’a “Yürü.” dedi. Matemli topluluk aygırın peşinde düzlüğe indi.
Irmağa geldiler, sularını içtiler. Yeniden ovaya döndüler. Birbirlerine bir boyun aralıkla dolaşıp durdular.
8.Sınıf Türkçe MEB Ders Kitabı Cevapları Sayfa 216-225
Doğa ve Evren Teması cevapları ve soruları, MEB Yayınları 8. sınıf Türkçe ders kitabı cevapları
YILKI ATI METNİ CEVAPLARI
8.Sınıf MEB Türkçe Yılkı Atı Metni Cevapları
8.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 216
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. En çok hangi hayvanları seviyorsunuz? Bu hayvanları niçin sevdiğinizi anlatınız.
CEVAP
Ben en çok atları seviyorum. Bana göre atlar çok asil hayvanlar ve ata binmenin verdiği his çok güzel.
2. Kışın sokakta yaşayan sahipsiz hayvanlar için neler yapılabilir? Söyleyiniz.
CEVAP
Kışın sokak hayvanları çok üşür ve acıkırlar. Evlerimizin önüne bir kap yemek ve su koyarak onları besleyebiliriz. Ufak evler yapıp kapı önüne koyarak onların üşümesine de engel olabiliriz.
8.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 220
1. ETKİNLİK
Anlamları verilen sözcükleri bulmacaya yerleştiriniz.
cengaver – çile – ulumak – sezinlemek
aygır – tekin – savak – yel – kuytu
CEVAP
1. Sezer gibi olmak, sezmek. SEZİNLEMEK
2. Rüzgâr. YEL
3. Savaşçı. CENGAVER
4. Suyu başka yöne akıtmak için yapılan düzenek. SAVAK
5. Zahmet, sıkıntı. ÇİLE
6. Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer). KUYTU
7. Köpek, kurt, çakal vb. hayvanların uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarması. ULUMAK
8. Erkek at. AYGIR
9. Güvenilir (kişi, yer). TEKİN
2. ETKİNLİK
“Yılkı Atı” metninden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
1. Metinde kış mevsimiyle ilgili hangi ayrıntılara yer verilmiştir?
Cevap: Karlı ve fırtınalı çok çetin bir mevsim.
2. Yılkıya bırakılan atların doğada karşılaştığı zorluklar neler olabilir?
Cevap: Soğuk hava, yiyecek bulamama, barınacak yer bulamama ve vahşi hayvanlar tarafından avlanma.
3. Doğada mücadele hangi hayvanlar arasında oluyor? Yazar mücadeleyi neye benzetiyor?
Cevap: Kurtlar ile atlar arasında oluyor. Yazar mücadeleyi iki Orta Çağ ordusunun savaşına benzetiyor.
4. Kurtların yaptığı saldırı nasıl sonuçlanmıştır? Açıklayınız.
Cevap: Kurtların zaferiyle sonuçlanmıştır. Bir kurt yorgun düşen bir atı ısırmayı başarmış, bu da atlardan oluşan halkayı bozmuştur. Halka bozulunca kurtlar daha kolay saldırmışlar, sonunda bir atı yakalayabilmişlerdir. Diğer atlar da kaçmak zorunda kalmıştır.
5. Saldırıda hangi tarafın galip gelmesini isterdiniz? Niçin?
Cevap: (örnek) Atların galip gelmesini isterdim. Çünkü bu atlar vahşi doğaya alışık olmayan evcil hayvanlardır. Kurtlar vahşi hayvanlar olduğu için doğaya alışıklar ama atlar alışık değildir..
8.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 221
3. ETKİNLİK
Okuduğunuz hikâyeye göre aşağıdaki boşlukları doldurunuz.
CEVAP
Olay: Kurtların yılkı atlarına saldırması.
Yer: Ova
Zaman: Kış mevsimi, geçmiş zaman
Kahramanlar: İbrahim, Dorukısrak, Aygır, Çılkır, atlar, kurtlar.
Hikâyede anlatım kaçıncı kişi ağzından yapılmıştır? Üçüncü kişi
4. ETKİNLİK
Okuduğunuz metin Abbas SAYAR’ın “Yılkı Atı” adlı romanından alınmıştır.
a) Paragraftaki boşlukları türün özelliklerine göre doldurunuz.
CEVAP
Roman yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayların anlatıldığı bir yazı türüdür. Romanda yer, zaman ve olayda bütünlük vardır. Romanların en önemli özellikleri uzunluğu, kişilerin sayılarının çokluğu ve hayatı her yönüyle ele almasıdır.
b) “Yılkı Atı” romanının verilen bölümünü göz önünde bulundurarak daha önce okuduğunuz “Göç Destanı” metni ile karşılaştırınız.
CEVAP
Benzer Yönleri: Yer, zaman ve olay bütünlüğü her iki metinde de vardır.
Farklı Yönleri: Yılkı Atı romanında yaşanmış ya da yaşanması mümkün olaylar anlatılmıştır. Göç Destanı’nda olağan ve olağanüstü olaylar iç içedir.
8.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 222
5. ETKİNLİK
“Yılkı Atı” metnini özetleyiniz.
CEVAP
YILKI ATI METNİ ÖZETİ
Yılkılıklar karlı bir kış mevsiminde ovada kurt sürüsüyle karşılaşırlar. Kurtlar yılkılıklara saldırır. Yılkılıkların başında Aygır vardır. Mücadeleyi organize eder. Kurtlardan biri yorgun düşen bir atı çemberden çıkarmayı başarır. Çember bozulunca zayıf atlar kaçmaya başlar. Bir kurt atlardan Çılkır’ın peşine düşer. Kovalamaca sonunda Çılkır yenik düşer.
6. ETKİNLİK
CEVAP
Kar ovaya doğru homurdana homurdana iniyordu.
Kar zerrecikleri alabora oluyor, bir inip bir kalkıyor, göz açtırmaz ediyordu.
Atlar çığlıklı kişnemeler bırakıyor, kurtların hırslı solukları ses ses dağılıyor, kar hızla alabora oluyor, durmadan tozuyor, yere iniyor, yeniden havalanıyordu.
7. ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde kişileştirilen varlıkları bulunuz.
CEVAP
Kar ovaya doğru homurdana homurdana iniyordu. Kar
Yel, ıslık çalmaya başlamıştı. Yel
Her yöne çileli bir akşam indi. Akşam
Gecenin şüpheleri artıyordu. Gece
Şımarık yel ve acı soğuk Demirkır’a “Yürü.” dedi. Yel
8.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 223
8. ETKİNLİK
a) Aşağıdaki dilekçeyi okuyunuz.
ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE
ORDU
Mahallemizde sahipleri tarafından sokağa bırakılan hayvanlar var. Soğuk kış günlerinde aç ve susuz kalan sahipsiz hayvanların barınma ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim.
Bucak Mahallesi 609. Sokak No.:25
ALTINORDU / ORDU
16.01.2018
Cenk Ozan ERTUĞRUL
b)
“Hayvanları Koruma Kanunu”nun amacı: Hayvanların rahat yaşamalarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ızdırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.
Kendinizi, dilekçedeki sorunu çözecek bir görevli olarak düşününüz. Okuduğunuz dilekçeden ve “Hayvanları Koruma Kanunu”nun amacından yola çıkarak hayvanlara nasıl davranmamız gerektiği ve hayvan hakları ihlallerine ne gibi çözümler üretebileceğinize dair bir konuşma yapınız.
CEVAP
(örnek)
Sevgili arkadaşlar.
Hayvanlar bizim korumamıza muhtaç güzel dostlarımızdır. Onlar bize muhtaç olduğu gibi bazen biz de onlara muhtaç olabiliyoruz. Örneğin kör olan bir insana bir köpek yardım edebildiği gibi, evinde yalnız yaşayan bir teyzeye kedi dostluk edebilir veya bahçesinde ki bir köpek onu kötü insanlardan koruyabilir.
Hayvanlar bizim için bu kadarönemli iken onlara sahip çıkmalıyız. Kış aylarında dışarıda kalan hayvanları barınağa götürmeliyiz. Aç ve susuz ola hayvanlara bir kap yemek ve su vermeliyiz. Bazı hayvanları sahiplendirebiliriz.
Bunları yaparak hayvanlara yardımcı olabiliriz. Onları korumalı onlara zara vermeye çalışan insanları şikayet etmeliyiz.
Beni dinlediğiniz için teşekkürler.
8.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 224
9. ETKİNLİK
Aşağıdaki cümleleri anlamına göre inceleyiniz. Anlam özelliğine göre uygun kutucuğu işaretleyiniz.
CEVAP
CÜMLELER | OLUMLU | OLUMSUZ | OLUMLU SORU | OLUMSUZ SORU |
Köyde kış, acı yüzünü göstermeye başlamıştır. | X | |||
Dışarıda, Dorıkısrak ve köpeklerden başka hiç kimse kalmaz. | X | |||
Kurtların ulumaları ovadan duyuluyor muydu? | X | |||
Dorukısrak artık çok yıpranmıştır. | X | |||
Bulunduğu köy, Anadolu’nun yoksul köylerinden biridir. | X | |||
Dorukısrak’ı arasa da bulamamaktadır. | X | |||
Vadide savaşa tutuşmak istemiyor muydu? | X | |||
Bütün atların koruyucusu olan atın adı Demirkır değildir. | X | |||
Bu iyi insanlar, iyileşince onu törenle köyden gönderirler. | X | |||
Çılkır, kurtların saldırısında yenik düşmemiş midir? | X | |||
Yılkı atı, kurda karşı koyamamıştır. | X | |||
Kurt ulumalarına, güçlü yılkılar karşılık verdi mi? | X |
8.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 225
10.ETKİNLİK
“Yılkı Atı” romanında kurtların saldırısından sonra atlar doğada neler yaşamış olabilir? Hikâye edici bir anlatımla yazınız. Hikâyenize uygun bir başlık koyunuz.
8.SINIF MEB TÜRKÇE TÜM TEMALAR
8.SINIF MEB TÜRKÇE DERS KİTABI PDF
Çok teşekkür ederim çok faydalı oldu benim için. Hep bu siteyi kullanacağım yardımlarınız için yeniden teşekkür ederim🙂🤗