6.Sınıf MEB Türkçe Birey ve Toplum Teması Hacettepe Dinleme Metni Cevapları

6.Sınıf MEB Türkçe Birey ve Toplum Teması Hacettepe Dinleme Metni Cevapları
OY KULLAN
Bu Paylaşımı Oyla!
[Toplam: 1 Ortalama: 5]

6.Sınıf MEB Türkçe Hacettepe Dinleme Metni Cevapları 6.Sınıf MEB Türkçe Kitabı Birey ve Toplum Teması Hacettepe Dinleme Metni Yanıtları 6. Sınıf Türkçe MEB Ders Kitabı Cevapları sayfa 264 265 266 267 268 269

6.Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Temaları

  1. TEMA – Okuma Kültürü Teması
  2. TEMA – Milli Mücadele ve Atatürk Teması
  3. TEMA – Bilim ve Teknoloji Teması
  4. TEMA – Erdemler Teması
  5. TEMA – Doğa ve Evren
  6. TEMA – Milli Kültürümüz Teması
  7. TEMA – Sağlık ve Spor Teması
  8. TEMA – Birey ve Toplum Teması

HACETTEPE DİNLEME METNİ

Hacettepe Dinleme metnini İNDİR

6.Sınıf Türkçe MEB Ders Kitabı Cevapları Sayfa 264-269

Birey ve Toplum Teması cevapları ve soruları, MEB Yayınları 6. sınıf Türkçe ders kitabı cevapları

HACETTEPE DİNLEME METNİ CEVAPLARI

6.Sınıf MEB Türkçe Hacettepe Dinleme Metni Cevapları

6.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 264

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

1. Yaşadığınız yerin ismi ile ilgili yaptığınız araştırma sonucunda elde ettiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.

2. Wolfgang von Goethe (Volfgang von Gote)’nin “En büyük hazine kanaatkâr olmaktır.” sözünün sizde çağrıştırdığı duygu ve düşünceleri anlatınız.

İnsanlar ellerindekinin değerini bilmelidir. Hep daha fazlasını istemek, elimizdekileri kaybetmemize de neden olur. İnsanın hazinesi elindekilerinin değerini bilmesidir.

6.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 265

1.ETKİNLİK

A) Aşağıda, dinlediğiniz metinde geçen bazı kelimeler ve bu kelimelerin anlamları verilmiştir. Kelimelerle anlamları örnekteki gibi eşleştiriniz.

CEVAP

kiler: Evlerde yiyecek, içecek ve erzağın saklandığı oda, ambar veya dolap.

lokma: Ağza bir defada alınıp götürülen yemek parçası, sokum.

divan: Yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis.

som: Değerli madenlerin ve cevherlerin katışıksız, saf hâli.

bozkır: Sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız, kıraç, doğal alan.

hırka: Genellikle soğuktan korunmak için giyilen, kumaştan, bazen içi bez pamukla beslenmiş, ceket biçiminde giysi.

adak: Adanılan şey, nezir.

bayır: Küçük yokuş, belen.

hacet: İhtiyaç, gereksinim.

safran: Süsengillerden, baharda çiçek açan, soğanlı bir kültür bitkisi.

debdebe: Gösteriş, görkem.

çil: (Altın ve para için kullanıldığında) yeni ve parlak.

diyar: Ülke, yurt.

sini: Üzerinde yemek de yenilebilen, yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi.

B) Anlamını öğrendiğiniz kelimeleri bulmacada bularak renkli kalemle işaretleyiniz. Bulmacada işaretlemediğiniz harfleri kullanarak ulaşacağınız cümleyi bulmacanın altına yazınız.

CEVAP

Ulaştığım Cümle:

AÇ GÖZLÜLÜK İNSANI ÇOK BÜYÜK FELAKETLERE SÜRÜKLEYEBİLİR

6.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 266

C) Bulmacaya yerleştirdiğiniz kelimeleri aşağıya alfabetik sırayla diziniz.

CEVAP

  1. adak
  2. bayır
  3. bozkır
  4. çil
  5. debdebe
  6. derman
  7. divan
  8. diyar
  9. hacet
  10. hırka
  11. kiler
  12. lokma
  13. safran
  14. sini
  15. som

2.ETKİNLİK

A) Aşağıda, “Hacettepe” metninden alınan bazı deyimler verilmiştir. Bu deyimlerin anlamlarını tahmin ederek aşağıya yazınız.

CEVAP

hüküm sürmek: İşbaşında olmak

kabına sığmamak: Duygularına engel olamayıp taşkın davranışlarda bulunmak

ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek

ocağına düşmek: Birine koruması için sığınmak veya yardım etmesi için yalvarmak

şafak atmak: Birden önemli bir durumla karşı karşıya olduğunu anlamak

B) Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü’nden kontrol ediniz.

3.ETKİNLİK

Aşağıdaki soruları metinden hareketle cevaplayınız.

1. Metinde geçen padişahın kişilik özellikleri nelerdir?

Cevap: Sahip olduklarına şükretmeyen, aç gözlü bir insanmış.

2. Padişah Hacettepe’ye niçin gitmiştir? Amacına ulaşabilmiş midir? Anlatınız.

Cevap: Allah’tan daha çok altın istemek, dokunduğu her şeyin altın olmasını dilemek için gitmiştir. Amacına ulaşmıştır.

3. Padişah, dileği kabul olduktan sonra neler yaşamıştır?

Cevap: Dokunduğu her şey altına dönüşmüştür.

4. Gerçekleşmesini istediğiniz bir dileğinizi anlatınız. Bu dileğinizin gerçekleşmesinin hayatınıza olumlu ve olumsuz etkileri neler olurdu? Açıklayınız.

Bu soruyu siz cevaplayabilirsiniz.

5. “Kanaat” ve “mutluluk” arasında nasıl bir ilişki vardır? Yaşamınızdan örnekler vererek anlatınız.

Cevap: İnsanlar ellerindekinin kıymetini bilip, şükrettiğinde, azdan bile memnun olacak faydalar bulabildiğinde daha mutlu olacaktır.

6.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 267

4.ETKİNLİK

Aşağıdaki bölümleri metinden yararlanarak doldurunuz.

CEVAP

Gerçek Hayatta Karşılaşılabilecek Olaylar

İnsanların dua etmesi.

Gerçek Hayatta Karşılaşılamayacak Olaylar

İnsanın dokunduğu şeyin altın olması.

5.ETKİNLİK

“Elinizde sihirli bir değnek olsaydı hayatta neleri değiştirmek isterdiniz?” sorusundan hareketle bir metin yazınız. Yazınızda yıl boyunca öğrendiğiniz deyim ve atasözlerinden yararlanınız.

Bu etkinliği siz yapabilirsiniz.

6.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 268

6.ETKİNLİK

A) Aşağıdaki fıkrayı vurgu ve tonlamaya dikkat ederek okuyunuz.

ELİMİ AL

Bir bahar sabahı Nasrettin Hoca, eşeği Karakaçan’la birlikte göle doğru gidiyormuş. Göle yaklaştığında telaşlı sesler duymuş. Adımlarını hızlandırmış. Hoca, çok geçmeden olanları anlamış. Bir adam göle düşmüş, diğerleri de onu kurtarmaya çalışıyormuş. Kıyıda toplananlar göle ellerini uzatmış, “Elini ver! Elini ver!” diye bağırıyorlarmış. Ama adam söylenenleri duymuyor gibiymiş. Hem çırpınıyor hem de elini uzatmıyormuş.

Nasreddin Hoca göldeki adamı tanımış. Kalabalığa: “Siz ‘Elini ver!’ diyorsunuz ama bu adam çok bencildir, vermeyi bilmez.” demiş. Sonra kıyıya yanaşarak göldeki adama elini uzatmış. “Elimi al! Elimi al!” diye bağırmış. Kendisine yardım etmek isteyenlere elini vermeyen bencil adam, Hoca “Elimi al!” deyince hemen elini uzatmış. Hoca da adamı çekerek gölden çıkarmış.

Gamze ALICI

B) Arkadaşlarınıza “cömertlik, mutluluk, yardım” konularından biri ile ilgili bir fıkra anlatınız.

C) Arkadaşlarınızdan birinin anlattığı fıkrayı sınıfınızda canlandırınız.

8.ETKİNLİK

A) Aşağıdaki metni noktalama işaretlerine dikkat ederek okuyunuz.

RİZE’NİN ADI ÜZERİNE

Çok çok eski zamanlarda, Ali Reis derler, deniz tutkunu bir adam varmış. Karısının adı Roza imiş. Bu karı koca sevdalı değil, kara sevdalıymışlar. Ne Ali Reis ne de Roza birbirinden ayrı kalmaya dayanabilirlermiş.

Ali Reis’in hâli vakti yerindeymiş. Parası pulu çokmuş. Bir Roza’ya bir de Karadeniz’in yeşiline hayranmış. Bu yüzden dağların yamacında, ormanlar içinde bir yere güzel bir saray yaptırmış. Dışını süslemiş fil dişinden, içini bezetmiş Hint işinden.

Ali Reis ile Roza Hatun bu sarayda yaşarlarken, sevinçle coşup mutluluktan uçarlarken Ali Reis denize çıkmak  istemiş.

6.Sınıf MEB Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 269

Takasına binip hırçın dalgalarla kabaran Karadeniz’e açılmış.

Hava soğuk, deniz fırtınalıymış. Ali Reis bu çetin havada bir daha denizden dönmemiş. Ne oldu, nereye gitti, takası mı battı; bilen yokmuş.

Herkes ondan ümidini kesse de bir tek Roza Hatun kesmemiş. Günlerce, sarayın penceresinde Ali Reis’i beklemiş. Gözünün yaşı sel olup akmış, ahı figana karışmış. Geceler boyunca denizden bir ışık, bir umut, bir haber beklemiş. Ama ne gelen olmuş ne bir selam getiren…

Roza içini türkülere dökmüş, derdini esen yele söylemiş. Kara perçemi ağarmış, gül benzi sararmış, giden gelmemiş.

Bir gün bakmışlar ki pencerenin önünde Roza Hatun yok. Kepenkler kapalı, saray mahzun…

Beklemişler ama açan olmamış, pencerede Roza Hatun görünmemiş.

“Acep başına bir hâl mi geldi?” diye merak edenler, Roza’nın derdiyle dertlenenler koşup içeri girmişler. Bakmışlar ki saray bomboş. İn cin top oynuyor. Roza Hatun nereye gitmiş, bilinmiyor. Yalnız pencerenin önünde bir pusula, pusulanın içinde şu not varmış:

“Muradım kaldı sevgili yarda, ah-u zarım kaldı sarayda. Ben devran süremedim, salınıp gezemedim. Bari beni sevenler buraya yerleşsinler. Malımı mülkümü pay etsinler. Salınıp gezsinler sarayımda, beni bulsunlar aralarında. Fakir görürseniz sandığımdan giydirin, aç görürseniz kilerimden doyurun. Yetimlerin gözünü yaşlı koymayın.”

Bu notu okuyanlar, Roza’nın derdiyle yananlar bu yeşil dağları mesken tutmuşlar. Roza’nın sarayının çevresine güzel bir şehir kurmuşlar. Hazinelerini fakir fukaraya vermişler.

Kurdukları bu şehrin adına “Roza” demişler. Söylene söylene, dilden dile “Rize” olmuş.

Derler ki Rize’nin ardı arkası kesilmeyen yağmurları Roza’nın gözyaşlarıymış. Kemençenin dertli dertli inlemesi de onun yüreğindeki sızıdan kaynaklanıyormuş. Rize insanlarının cömert, içli ve narin oluşu da Roza’ya benzemelerindenmiş.

Sara GÜRBÜZ ÖZEREN

B) Okuduğunuz metni, metnin kahramanlarından biri olan Roza’nın ağzından özetleyiniz.

Cevap: Kocam Ali Resi varlıklı bir insandı. Bana ve denize, şehrin yeşilliğine hayrandı. Benim için bir saray yaptırdı. Bu sarayda yaşıyorduk. Bir gün Ali Reis denize açıldı. Fakat bir daha geri dönmedi. Kocamı çok bekledim. Üzüntüden perişan oldum. Sonunda dayanamayarak, saraya bir not bırakıp gittim. Notumda, şehirdeki muhtaçların sarayımdaki varlıklardan yararlanmasını istedim. Şehir halkı bu duruma çok üzüldükleri için şehrin ismini Roza koydular. Zamanla söylene söylene şehrin ismi Rize oldu.

6.SINIF MEB TÜRKÇE TÜM TEMALAR

6.SINIF MEB TÜRKÇE DERS KİTABI PDF

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

MBA - Model Bilimler Akademisi. Tüm hakları saklıdır.