3.Sınıf Sonuç Türkçe Kitabı Milli Mücadele ve Atatürk Teması Saka Eri Hüseyin Metni Cevapları
3.Sınıf Sonuç Türkçe Saka Eri Hüseyin Metni Cevapları 3.Sınıf Sonuç Türkçe Kitabı Milli Mücadele ve Atatürk Teması Saka Eri Hüseyin Metni Yanıtları 3. Sınıf Türkçe Sonuç Ders Kitabı Cevapları sayfa 243 249 250 251 252
3.Sınıf Türkçe Sonuç Yayınları Ders Kitabı Temaları
- TEMA – Erdemler Teması
- TEMA – Çocuk Dünyası Teması
- TEMA – Milli Kültürümüz Teması
- TEMA – Vatandaşlık Teması
- TEMA – Sağlık ve Spor Teması
- .TEMA – Doğa ve Evren Teması
- TEMA – Milli Mücadele ve Atatürk Teması
- TEMA – Bilim ve Teknoloji Teması
SAKA ERİ HÜSEYİN METNİ
Büyük Anafarta köy meydanında çeşmeye giderken uzaktan top atışları duyuluyordu. Hüseyin bir an evvel suyunu doldurup çarpışan askerlere dağıtmak niyetindeydi. Ağustos ayının yakıcı güneşi çarpışan asker susatıyordu. Mataradaki su hemen bitiyor, dili damağı kuruyan asker ise sakaların yolunu gözlüyordu. Hüseyin çeşmeye doğru yol aldı. Giderken kendi kendine geç kaldık Karakaçan. Vakit ikindiyi çoktan geçti. Çeşmede sıra olursa epey bekleriz, daha geri dönüp su dağıtacağız askerlere. Çeşmede yine uzun bir sıra vardı beklemeye başladı. Bir süre sonra sıra kendisine gelince doldurdu. Patikada ilerlerken karşısına iki asker çıktı. Bunlar düşman askerleriydi. İki düşman askeri silahını doğrultmuş bir şekildeki kendi dillerinde bir şeyler söyledi ama Hüseyin anlamadı silahı da yoktu şimdi ne yapacaktı?
Hüseyin’in aklına bir fikir geldi. Askerlere su teknelerini gösterdi karşısındaki anlamayınca su içer gibi yaptı. Size su getirdim yahu daha ne istiyorsunuz? Askerler Hüseyin’i komutanlarının yanına götürdüler Efendim bir Türk eri yakaladık suyu işaret ediyor ama ne demek istediğini anlayamadık. Türk askerimi su mu demek istiyor çok garip derhal bana tercümanı çağırın. Az sonra bir tercüman geldi konuşulanları çevirmeye başladı. Tabur komutanı sordu neden gelmiş Hüseyin cevapladı. Komutanım dedi ki bizim sularımız çok bol ancak istiyoruz ki düşmanlarımız susuzluk çekiyormuş onlara su yollayalım da karşımızda susuz savaşmasınlar. Onlar bu suyu hediye olarak size gönderdi.
Düşman komutanı şaşırmıştı bu bir tuzak olmalı bir hain plan gizli su ya zehirli ise. Hüseyin bunun üzerine teknenin birinden matarasını doldurdu kana kana içti sonra komutana döndü. Bak komutan Türkler mert insanlardır öyle düşman için hain plan yapmazlar, mertçe dönüşürler, kahramanca dönüşürler, hainlik nedir bilmezler. Komutan daha da şaşırmıştı nasıl oluyordu Türkler su sıkıntısı çektiklerini nereden biliyordu? Gerçekten de bir gün önce suları bitmişti. O sırada askerler tenekelerdeki suyu dağıtmaya başladılar.
Hüseyin’i de bir güzel misafir ettiler. Ve düşman askerlerin komutanı Hüseyin’i serbest bıraktı. Türk askerlerine karşılık olarak yiyecek ve bir mektup gönderdi. Mektupta bu güzel davranıştan dolayı Türk komutana teşekkür ediyordu. Bu şekilde Hüseyin esir olmaktan kurtulmuştu. Bu metin mbaegitim.com tarafından derlenmiştir.
3.Sınıf Türkçe Sonuç Ders Kitabı Cevapları Sayfa 243-252
MİLLİ MÜCADELE VE ATATÜRK Teması cevapları ve soruları, MEB Yayınları 3. sınıf Türkçe ders kitabı cevapları
SAKA ERİ HÜSEYİN METNİ CEVAPLARI
3.Sınıf Sonuç Türkçe Saka Eri Hüseyin Metni Cevapları
3.Sınıf SONUÇ Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 243
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Çanakkale Savaşı hakkında neler biliyorsunuz? Anlatınız.
CEVAP
Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında, 1915–1916 yılları arasında, Çanakkale’nin Gelibolu Yarımadası’nda, Osmanlı ile düşman devletler arasında yapılan deniz ve kara savaşlarıdır.
2. Çanakkale ile ilgili şiirleri sınıfta okuyunuz.
CEVAP
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.
Boşanır sırtlara, vadilere, sağanak sağanak.
Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
M.Akif ERSOY
ÇANAKKALE’DE OTUZ BİN ŞEHİT
Çanakkale otuz bin şehit,
Hepsi birbirinden yiğit,
Bundan sonrasını tarihler yazar,
Çanakkale’de analar ağlar.
Derdim,derdim,garip halim,
Kanı içmiş dağlar sanki düşmanım,
Ne analar,ne bacılar,
Çanakkale’de zaferler yatar.
Düşman pusu atmış,Çanakkale yollarına,
Yol vermiyor dağlar,nice yiğit aslanlara,
Yol vermesen küserim yara,
Deli gönlüm gitmek ister şanıyla.
Mermiler yağıyordu yağmur gibi,yiğitlerimizin üstüne,
Ay yıldızlı bir bayrak dalgalanıyordu gök yüzünde,
Mekanınız cennet olsun ebediyetde,
Çanakkale’de şehitler yatar diz dize.
Haydar Turan
ÇANAKKALE DESTANI
Yaşamaz ölümü göze almayan.
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi
Gürleyen sesinle doldur gökleri
Zafer dedikleri kahraman peri
Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir ey delikanlı
Diriler şerefli ölüler şanlı
Yurt için döğüşen başı dumanlı
Her zaman bu şandan, o şana gider
Faruk Nafiz Çamlıbel
ÇANAKKALE DİYARINDA
Denize takılan kilit
Dünyayı kaldıran yiğit
Alaylar var toptan şehit
Çanakkale diyarında
Kahraman şehit çavuşlar
Şehitliğe uçan kuşlar
Savaşta yeni buluşlar
Çanakkale diyarında
DUR YOLCU
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğdugu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil Onan
18 MART ÇANAKKALE
Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur, bardaktan boşanırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.
Ali Osman Yılmaz
ÇANAKKALE KAHRAMANLARI
Malım, mülküm
Eşim, dostum
Yarim demediniz
Hiç tereddütsüz
Gidip can verdiniz
Elimde bardağım
Çayımı rahat içebiliyorsam
Çünkü siz orda öldünüz
Daha onbeşinde, onaltısında
Kurşunlara yürüdünüz
Helal edin hakkınızı
Yapabildiğim tek şey bugün
Bir Elhamla, iki damla gözyaşı
Ruhunuz şadolsun
Çanakkale Kahramanları
Ayşe Adlım
ÇANAKKALE
Gün geçmiş, yıl geçmiş ne yazar.
Her karış toprağında bin şehit bir mezar.
Yeryüzünde yaşadıkça, tek dişi canavar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Sen rahat uyu ey şanlı şehit.
Gölgesinde gölgelen al bayrağın.
Hangi kem göz sana edebilir nazar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Yedi cihana yeter yazdığın destan.
Gök kubbe, ay yıldız sana verir selam.
Çanakkale’yi düşmana yaptın ya mezar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez.
Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez.
Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Şefik Aydemir
BU SANCAK DÜŞMEZ
Ya istiklal ya ölüm parolasıyla çıktık yola;
Gözümüzü kırpmadık, vermedik asla mola.
Tüfeğe koyacak mermimiz yokken bile
Boyun eğmedik, eğmeyeceğiz kadere.
Yıldırım olduk, yağdık düşman mevzilerine,
Vurduk, kırdık, öldürdük birer birer;
Teslim etmedik canım toprakları düşman eline
Biz varken düşer mi bu sancak?
Düşmez düşmez dedi, Kan akacak…
Aktı kan, hem de köpük köpük, sel gibi.
Estik düşman üstüne, yıktık evini yel gibi.
Sen üzülme anam, bacım, eğme boynunu
Bozduk kahpe düşmanın yalan oyununu.
Anladı, gördü ki kolay ele geçmeyecek bu vatan,
Yer bulamadı kurşun sağanağından kaçan.
Gitti, düştü denize, gelmeyecek bir daha,
Gidenler dönmeye bilir, şehitler ölmeyecek ama.
Eğme boynunu anam, bacım sen üzülme.
Gözlerini sil, kin doğmasın yüreğine
Bak bizler varız, oğullarınız, askerler…
Düşman kaçtı, gelir mi, hayır, gelmeyecekler.
Vatan sağ olsun, bu urda akan kan sağ olsun,
Gam etme yüreğine, anam, can sağ olsun.
ÖZGÜR BÜTÜNER
ÇANAKKALE SAVAŞI İLE İLGİLİ AKROSTİŞ ŞİİR
Ç anakkale geçilmez dediler, geçilmedi!
A nalar ağladı, oğullar savaştı.
N e olursa olsun dediler, cepheye gittiler;
A nalar ağladı, oğullar savaştı.
K ürdü,Türk’ü lazı çerkezi,
K imi harbiyeli, kimi liseli.
A ğası da var, çiftçisi de,
L a İlahe İllallah! diyerek savaştı hepsi,
E n sonunda kazandılar bu büyük zaferi!
3.Sınıf SONUÇ Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 249
1.ETKİNLİK
Metnin görsellerini inceleyelim. Sizce metnin konusu nedir?
Cevap: Metnin konusu Çanakkale Savaşı sırasında bir çocuğun başından geçen olaylar olabilir.
2.ETKİNLİK
Aşağıdaki kelimelerle görselleri eşleştirelim. Bu kelimelerle birer cümle kuralım.
CEVAP
- Matara
- Çeşme
- Patika
- Er
Matarama su doldurup koşuya gittim.
Adam ölmeden bir ay önce bir çeşme yaptırdı.
Erler bugün atış talimi yapacak.
Keçiler patika yoldan gidiyorlardı.
3.Sınıf SONUÇ Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 250
3.ETKİNLİK
Aşağıdaki soruları metnin görsellerine bakarak cevaplayalım.
1. İlk resimdeki askerin adı ne olabilir?
Cevap: Hüseyin.
2. Bu asker nereye gidiyor olabilir?
Cevap: Cepheye su götürüyor olabilir.
3. İkinci resimde neler görüyorsunuz?
Cevap: İki düşman askerinin Hüseyin’e silah doğrulttuğunu görüyoruz.
4. Üçüncü resimde askerimiz neden su içiyor olabilir?
Cevap: Düşman askerine suyun zehirli olmadığını kanıtlamak için olabilir.
5. Dördüncü resimde komutan, askerlerine ne tür bir emir vermiş olabilir?
Cevap: Komutan sulara karşılık askerlerine Hüseyin’e yemek vermelerini söylemiştir.
6. Beşinci resimde eşeğe neler yüklenmiştir?
Cevap: Yiyecekler yüklenmiştir.
4.ETKİNLİK
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayalım.
1. Saka Hüseyin’in görevi nedir?
Cevap: Cephede çarpışan askerlere su götürmektir.
2. Hüseyin, nasıl bir askerdir?
Cevap: Cesur ve zeki bir askerdir.
3. Hüseyin, düşman askerlerine nasıl yakalanmıştır?
Cevap: Cepheye su götürürken yolda yakalanmıştır.
4. Hüseyin’in suyu önce kendisinin içmesinin sebebi nedir?
Cevap: Düşmana suyun zehirli olmadığını kanıtlamak içindir.
3.Sınıf SONUÇ Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 251
5.ETKİNLİK
Metnin hikâye haritasını tamamlayalım.
CEVAP
Ana Karakterler: Hüseyin, düşman komutanı, bölük komutanı.
Yer: Büyük Anafarta Köyü
Olay: Askerlere su götürmekle görevli bir askerin yolda düşman askerlerine yakalanması. Askerin bu olaydan zekasını kullanarak kurtulması.
6.ETKİNLİK
Hüseyin’in davranışını doğru buluyor musun? Sen olsaydın düşman askerlerinin elinden kurtulmak için ne yapardın?
CEVAP
(örnek) Doğru buluyorum. Ben de aynısını yapardım.
3.Sınıf SONUÇ Türkçe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 252
7.ETKİNLİK
Çanakkale ile ilgili bir şiir yazalım. Sonra şiirimizle ilgili güzel bir resim yapalım.
Etkinliği siz yapabilirsiniz.
GELECEK DERSE HAZIRLIK
Mehmet Âkif Ersoy’un hayatını araştırınız.
CEVAP
Mehmet Akif Ersoy’un Okul Hayatı
Mehmet Akif Ersoy; ilköğrenimine 4 yaşında iken Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde başlamıştır. 3 yıl sonra ilkokul bölümüne geçen Mehmet Akif, aynı zamanda babasından da Arapça öğrenmiştir. Ortaöğrenimini Fatih Merkez Rüştiyesinde tamamlamıştır. Aynı zamanda da Fatih Camii’nde Farsça dersleri görmüştür. Türkçe, Farsça, Arapça ve Fransızcaya hakim olan yazar, rüştiyeden mezun olduktan sonra Mülkiye İdadisine gitmiştir. 1888 yılında bu okulun yüksek bölümüne devam ederken babasını kaybeden Mehmet Akif, ertesi yıl Fatih’te çıkan büyük yangında evlerini de kaybetmiştir ve bunun üzerine Mülkiye’yi bırakmıştır.
Babasının öğrencisi olan Mustafa Sıtkı’nın evlerinin arazisi üzerine küçük bir ev inşa etmesi üzerine, aile evsizlikten kurtulmuştur. Bir an evvel meslek sahibi olmak isteyen Mehmet Akif Ersoy; o yıllarda yeni açılmış olan Ziraat ve Baytar Mektebi’ne yani Tarım ve Veterinerlik Okulu’na kaydolmuştur. Bu okulun baytarlık (veterinerlik) bölümünü 1893 yılında birincilikle bitiren Mehmet Akif Ersoy; okul yıllarında güreşten yüzmeye kadar pek çok spora ilgi duymuş ve başarıyla yapmıştır. Okulun son iki yılında şiire ve edebiyata da özellikle eğilmiştir.
Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı
Okuldan mezun olduktan sonra 6 ay içerisinde Kur’an-ı Kerim’i ezberleyerek hafız olmuştur. Fransızcasını geliştirmiştir. Çeşitli dergilerde yazıları ve şiirleri yayımlanmaya başlayan Mehmet Akif, Ziraat Bakanlığı’nda memur olarak işe başlamıştır. Veteriner müfettiş yardımcılığı olarak memuriyet hayatına başlayan Mehmet Akif, denetlemeler için Osmanlı Coğrafyasının pek çok yerine seyahat etmiştir ve burada halkla yakın ilişki içerisinde olmuştur.
1893 yılından 1913 yılına kadar 20 yıl boyunca memuriyet hayatına devam eden Mehmet Akif, İstanbul’da bulunduğu dönemlerde öğretmenlik de yapmaktaydı. Devlet tarafından Ziraat ve Baytar Mektebi ile Çiftçilik Makinist Mektebi’ne Edebiyat öğretmeni olarak da atanan Mehmet Akif, aynı anda iki memuriyeti bir arada yürütmeye devam etmiştir.
Aynı zamanda özellikle şiir alanında olmak üzere pek çok eser kaleme almayı da sürdüren Mehmet Akif’in edebiyata hepten eğilme sebebi olarak 2 Meşrutiyet’in ilanı gösterilmektedir. 1913’ten sonra Mehmet Akif’in kaleme aldığı eserler çoğalmıştır. Bu eserler önce arkadaşlarının açtığı gazete ve dergilerde yayımlanmış, sonrasında kendisi de bu gazete ve dergilere ortak olmuş ve baş yazarlık yapmıştır.
Mehmet Akif Ersoy’un 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı Yılları
Osmanlı Devleti, gerek pek çok dili iyi seviyede bildiği için, gerek edebi yönü güçlü bir hatip olması nedeniyle ve gerekse dini konulara hakim olması sebebiyle Mehmet Akif Ersoy’a Teşkilat-ı Mahsusa hafiyeliği (İstihbarat elemanı) teklif etmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlar ile birlikte savaşan Osmanlı Devleti; İngilizlerin Müslüman sömürgelerden toplayarak Osmanlı Devleti’ne karşı savaştırmasını engellemek istemiştir. Bu sömürgelerden savaşa getirilen ve Almanlara esir düşen kişilere gidip konuşma yapması adına Mehmet Akif istihbarat elemanı olarak Berlin’e gönderilmiştir.
Mehmet Akif Ersoy, İngilizlerin dolduruşuna gelen Arapları ikna etmek adına Arap yarımadasına gitmiş, pek çok yerde istihbarat elemanı olarak çalışmıştır. Arap yarımadasında bulunduğu sırada Çanakkale Savaşı’nın kazanıldığı haberini almış ve “Çanakkale Şehitleri’ne” şiirini yazmıştır.
Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul’u terk ederek Ankara’ya yerleşmiş ve Ankara’da yaşamaya başlamıştır. 1. Meclis’te 1920 ile 1923 yılları arasında milletvekili olarak görev yapmıştır. Kurtuluş Savaşı’na tam destek vermiş, yazıları ve vaazları ile halkı Kurtuluş Savaşı’na destek vermeye yönlendirmiştir.
İstiklal Marşı yazılması konusunda açılan yarışmaya ödül verileceği için katılmak istemese de yoğun ısrarlar üzerine katılmış ve kazanmıştır. Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’mızı yazarak kazandığı ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer’e (Kızılay) bağışlamıştır.
Mehmet Akif Ersoy’un Edebi Kişiliği
Mehmet Akif Ersoy ilkokul yıllarından beri edebiyata ve özellikle de şiire çok meraklı bir kişiliğe sahiptir. Mehmet Akif’in yayımlanan ilk şiiri “Kuran’a Hitap” adını taşımaktadır. Zaten şair edebi hayatı boyunca dini yönü ağırlıklı eserler ortaya koymuştur. 1908 yılından itibaren manzum şeklinde aruz ölçüsünde hikayeler de kaleme almıştır.
Destansı şiirleri ile ününü artıran Mehmet Akif Ersoy’un en bilinen destansı şiiri şüphesiz İstiklal Marşı’dır. “Çanakkale Şehitleri’ne” isimli eseri de gayet ünlü olan Mehmet Akif Ersoy’un; Bursa’nın işgali üzerine yazdığı “Bülbül” isimli şiiri de çok bilinen eserleri arasında bulunmaktadır.
Mehmet Akif’in Mısır’daki Yaşamı, Türkiye’ye Dönmesi ve Vefatı
Mehmet Akif Ersoy yakın dostlarının teklifi ile 1926 yılına kadar kış aylarını Mısır’da geçirmeye başlamıştır. 1926 yılından sonra ise tamamen Mısır’a yerleşmiş ve oradaki üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı dersi vermiştir. Mehmet Akif Ersoy’un Mısır’daki hayatı siroz hastalığına yakalandığı 1936 yılına kadar devam etmiştir.
17 Haziran 1936 tarihinde İstanbul’a dönen Mehmet Akif Ersoy tedaviye cevap vermemiş, 27 Aralık 1936 tarihinde 63 yaşında iken vefat etmiştir. Şair, veteriner, öğretmen, istihbaratçı ve milletvekili gibi pek çok mesleği başarı ile yapan Mehmet Akif Ersoy’un mezarı Edirnekapı Şehitliği’nde yer almaktadır. “Vatan şairi” ve “Milli şair” olarak da tanımlanan Mehmet Akif Ersoy’un Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara’da kaldığı ev, günümüzde müzeye dönüştürülmüştür ve ziyarete de açıktır.
Mehmet Akif Ersoy’un Eserleri
Mehmet Akif Ersoy’un eserlerinin tamamı “Safahat” adlı kitapta toplanmıştır. Safahat 8 kitaptan oluşmaktadır. Bu kitapların hiç birinde İstiklal Marşı yer almamaktadır. Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı’na bu kitaplarda yer vermemesini; “Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm” sözü ile açıklamaktadır.
» Safahat (1911) – 44 manzume eser içermektedir.
» Süleymaniye Kürsüsünde (1912) – Süleymaniye Camisi’ne giden iki kişinin konuşmalarıyla başlayan eser, Seyyah Abdürreşit İbrahim’in kürsüdeki konuşmaları ile devam etmektedir.
» Hakkın Sesleri (1913) – İslami mesajlar ile topluma İslam’ı anlatmaya çalışan 10 adet manzume içerir.
» Fatih Kürsüsünde (1914) – Tıpkı “Süleymaniye Kürsüsünde” isimli eserinde olduğu gibi; Fatih Camii’ne giden iki kişinin konuşmaları, vaizin konuşması ile devam etmektedir.
» Hatıralar (1917) – Mehmet Akif’in gezileri ve görev için gittiği yerlerde karşılaştığı olayları kaleme aldığı eserdir.
» Asım (1924) – Hocazade ile Köse İmam arasındaki konuşmaları içeren eserdir.
» Gölgeler (1933) – 1918-1933 yılları arasında Mehmet Akif’in kaleme aldığı 41 adet manzume içermektedir.
» Safahat (Toplu Basım) İlk kez 1943 yılında basılmıştır. 7 Safahatın hepsini içerir.
3.Sınıf Türkçe Yanıtları SONUÇ YAYINLARI
3.Sınıf Türkçe Yanıtları MEB YAYINLARI
TÜRKÇE KİTABI CEVAPLARI TÜM SINIFLAR